Prostanna antik kenti, Eğirdir Gölü'nün güneybatı
ucunda; Davras Dağı'nı kuzeydoğusundaki tepeye
bağlayan dar bir arazi üzerinde ve esas olarak
tepenin güney ve güneybatısına inşa edilmiştir.
Antik kentte sınır duvarları ve bazı bina temelleri
vardır. Akropolis şehri 200 metre yükseklikte
kurulmuştur.
Prostanna Antik Kenti’nin levhasını görür görmez bu
tarihi mekanı görmek istedik. Ancak hem yol
şartlarının uygun olmaması hem de vaktimizin
yetersiz olması sebebi ile bir dahaki sefere diyerek
yolumuza devam ettik. Akpınar seyir
terası idi bir sonraki durağımız. Eğirdir ilçesi
ayaklarımızın altındaydı. Bu doğa harikası yeri bir
bahar günü tekrar ziyaret etmeye karar verdik.
Akpınar Köyü, Eğirdir şehir merkezinden 7 km
uzaklıkta, Eğirdir gölünün kuşbakışı olarak
seyredilebildiği şirin bir köydür. Eğirdir
Kaymakamlığı’nın yaptığı çalışmalar ile yeşilin ve
mavinin yedi tonunu, Yeşil ve Can adalarını, Barla
Dağını, Anamas Dağları’nı, Boğ az Ova’yı görmek
mümkündür. Virajlı
yollarından kıvrılırken bir tarafımız dağ, bir
tarafımız ise uçurumdu. Uçurumun ucunda görülen
Eğirdir ve Eğiridir’in muhteşem doğasına bir kere
daha hayran kalmıştık. Elbette burayı
fotoğraflamadan ve hatıra fotoğrafı çektirmeden
geçmedik.
Eğiridir’e tekrar geldiğimizde ilçeyi yürüyerek
keşfetmeye karar verdik ve Eğirdir sokaklarına
dağıldık. Terk edilmiş binalar, balıkçılar, tarihi
kale, rüzgârlı ama güneşli bir havada yürüyüşe çıkan
insanlar takıldı objektifimize. Bu yürüyüş gezimizin
son durağı oldu. Günün yorgunluğu üzerimize
çökmüştü. Hava yavaş yavaş kararırken biz de yola
koyulmuştuk. Akşam saat 9 civarında Konya’ya
döndüğümüzde geçirdiğimiz bu günün güzelliği ile
vedalaştık.
Ülkemizin, belki de dünyanın başka bir yerinden bir
dahaki gezimizde görüşmek üzere…
Şadiye YILMAZ |